Formula1'in Gidişatını Değiştiren Araç: Opel Vectra


Takımların araç lansmanlarının bitmesi ve kış testlerinin başlaması ile 2021 sezonu resmen başlamış oldu. Son günlerde F1 dünyasında başka bir lansman daha gerçekleşti: Aston Martin Vantage V8 Safety Car. Mercedes AMG’leri de oldum olası çok seviyor olsam da bence Aston Martin çıtayı görüntü olarak biraz daha yukarı taşımış. 

Dünyadaki farklı serilerde safety car kaynaklı birçok karmaşanın yaşandığına şahit olduk. 1986 yılında NASCAR’da yarıştan hemen önce güvenlik aracının çalınmışlığı bile var😊 Benim gibi 1990’ların ortalarından itibaren yarışları izlemeye başlayan hemen herkes, Mercedes AMG’leri F1’de güvenlik ve medikal araç olarak pistlerde görmüşlerdir.  1996 yılında Mercedes ile yapılan anlaşmadan sonra F1 özelinde, güvenlik aracı kaynaklı bir sorun olmadığını da rahatlıkla görebiliyoruz. 
Güvenlik araçları kaynaklı bir sorun olmasa da güvenlik aracının arkasında bu süreçte birçok kaza yaşandı. Bunların en popüleri Juan-Pablo Montoya ile Michael Schumacher arasında …. Monaco GP’sinde yaşanan kazadır. Bu bahsi geçen kazalardan en ilginci ise 2002’de yaşandı. Bu olayı ilginç kılan şey ise medikal aracın istemeden de olsa bizzat bu kazaya karışmış olmasıydı 😊. Brezilya GP’si sıralama turlarında seansın bitimine sayılı dakikalar kala Enrico Bernoldi, Arrows’unu bariyerlere gömüp takımına maddi olarak yüklü bir fatura çıkartmıştı. Kaza Sonrasında medikal araç Bernoldi’nin durumuna bakmaya gittiğinde, benzerini ancak İstanbul trafiğinde görebileceğimiz bir kaza yaşandı. O sırada arkadan hızla gelen Nick Heidfeld bu kazayı son anda gördü ve o anda kapıyı açan medikal aracın kapısını adeta uçurdu. Medikal araç sürücüsünün yaşadığı duyguları hayal bile edemiyorum. Düşünsenize normal sakin bir biçimde aracınızdan inecekken kapınızı süratle gelen bir Formula1 aracı götürüyor 😊


Heidfeld'in Brezilya 2002 yılında yaşadığı kaza

Şimdi gelelim başlıktaki tezata. Güvenlik ve medikal araç yarıştaki güvenliği arttırmak isterken, yarışı nasıl daha tehlikeli hale getirebilir? F1 yönetiminin 1996 yılında Mercedes ile yaptığı anlaşmadan önce bu güvenlik araçları pist yönetimleri tarafından belirleniyordu. Kaldı ki bu uygulama spora resmi olarak 1993 yılında dahil edildi. Bu tarihten önce güvenlik aracı uygulaması pist yönetimlerinin insiyatifindeydi. 

1993 öncesi dönemlerle ilgili olarak elimizde pek fazla bir bilgi yok. İlk güvenlik aracı uygulamasının 1973 Kanada Grand Prix’sinde uygulandığını biliyoruz. Bu ilk uygulamada sarı bir Porsche 914 kullanılmıştır. Güvenlik aracı konusunda kurallar çok belirsizdi. Yarışlarda kullanılan zaman tutma teknolojisi de yetersiz kalınca, güvenlik aracı piste girdiğinde lider yerine 6. sırada yarışı bitiren Howden Ganley’i arkasına aldığı için öndeki birkaç araç ekstradan 1 tur avantaj kazanmış oldu. Bunun üzerine kuruyan pistte, pit stoplarda karmaşa da yaşanınca sıralama iyice karıştı ve yarıştan ancak 3 saat sonra resmi olarak sonuç açıklanabildi.


F1 tarihinin ilk güvenlik aracı: Porsche 914 (1973 Kanada GP)

1981 – 1983 yılları arasında düzenlenen Monaco GP’leri tarihin en iddialı güvenlik aracına ev sahipliği yapıyordu, Lamborghini Countach. Herhalde bu yarışta kullanılan araç zamanında o kadar ses getirdi ki 1976 ile 1993 yılları arasında ismine ve fotoğraflarına ulaşabildiğim tek güvenlik aracı bu oldu. Diğer yarışlarda araçlar kullanılıyor muydu? Kullanılıyorsa hangi araçlar güvenlik aracı olarak seçilmişti? Bu konular hakkında fazla bir bilgiye sahip değiliz maalesef.  

1993 ila 1996 yılları arasında da durum fazla değişmiyor. Bu tarihlerde F1 yönetimi yarışlarda bir adet güvenlik aracı olmasını zorunlu kılıyor ancak bu aracın ne olacağı ile ilgili bir kural bulunmuyordu. Bu araçların seçimi pist yönetimlerine ait olunca, yöneticiler de genelde en ucuz araçları güvenlik aracı olarak seçiyorlardı. Zaten o senelerde güvenlik araçları pek sık yarışa dahil olmuyorlardı. 
1993 yılında düzenlenen Brezilya Grand Prix’sinde, bir adet yerel olarak modifiye edilmiş Fiat Tempra 2.0 Formula 1’in piste çıkan ilk resmi güvenlik aracı oldu. 1996 yılına kadar geçen bu süreçte Renault Clio’dan, Honda Prelude’e kadar F1’in prestijine yakışmayan birçok performansı düşük araç güvenlik aracı olarak görev aldı. Hatta 1995 yılında Macaristan’da medikal araç olarak kullanılan Yugoslav yapımı Tatra 163 o kadar yetersiz bir araçtı ki; frenleri çim üzerinde tutmayan Tatra, aracında çıkan yangını söndürmek için hareketlenen Taki Inoue’ye çarparak ayağında kırık oluşmasına sebebiyet vermişti. Inoue’ye aynı yıl Monaco’da güvenlik aracı olarak kullanılan bir Renault Clio çarpmıştı.
Bu dönemlerde güvenlik araçlarının durumu pilot ve takımlardan oldukça tepki topluyordu. Onlara göre güvenlik araçlarının aşırı yavaş olması ve hızlanmaya çalıştıklarında araçlarda oluşan sorunlar nedeniyle isteseler de fazla hızlanamamaları yarışın güvenliğini tehlikeye sokuyordu. Yine trajik bir şekilde pilotlar ve takımlar haklı çıkıyordu. 


Lamborghini Countach Safety Car (1982 Monaca GP)

Bence Formula 1’in seyrini tamamen değiştiren 3 olay var. 1950 yılında İngiltere Silverstone’da düzenlenen ilk F1 Dünya şampiyonası yarışı, Colin Chapman’ın 1968 yılında Monaco GP’sinde aracına aldığı sponsorluk ve 1994 San Marino GP’si. 

1 Mayıs 1994 yılında Italya’daki kara hafta sonu hepimizin malumu. Ayrton Senna yarış içinde kaza yapıyor ve F1 o zamanki süper starını kaybediyordu. O hafta sonu Italya GP’sinde kullanılan araç modifiye edilmemiş bir adet Opel Vectra idi. Yol versiyonu Opel 2 tam turun ardından frenlerini tamamen kaybettiği için çok yavaş turlar atmaya başladı. Bu yavaş turların ardından pilotlar araçlardaki tüm lastik ısılarını ve dolayısı ile yol tutuşlarını kaybettiler. Güvenlik aracı pite döndükten ve yarış yeniden başladıktan kısa bir süre sonra ise Ayrton Senna’nın trajik ve ölümcül kazası gerçekleşti. 
Bu konu halen oldukça tartışılan bir konu, kazanın sebebini tabi ki tamamen güvenlik aracına bağlamak mümkün değil ancak bahsettiğimiz dönemde kullanılan güvenlik araçlarının da F1’de bir güvenlik açığı yarattığı bir gerçek. 


Aston Martin Vantage V8 - 2021 Safety Car

Havacılık ile F1’i birbirine çoğu açıdan çok benzetirim ve havacılık jargonunda “Havacılıkta kurallar kan ile yazılır” diye bir söyleyiş vardır. Bu söyleyişi F1 için de çok doğru bulurum nedense, Ayrton Senna, Jules Bianchi, Jim Clark, Niki Lauda ve daha birçok bu spora gönül vermiş kahraman sayesinde günümüzde Formula 1 her açıdan çok daha güvenli bir spor. Sağlıklı günler dilerim.       

Yorumlar